24 Temmuz 2010 Cumartesi

Dubai'de yaşamak ister miyiz?

Burada daha önce Dubai'den bahseden oldu mu hiç acaba? O zaman ben bahsedeyim.

Mart sonunda, tatil amaçlı, Dubai'ye gidelim dedik. Orada hava yaklaşık 35 dereceydi. Yani denize girilebilecek bir havaydı. Tahmin edersiniz ki, Murat'ın asıl amacı elektronik alış-verişi, benimse denize girmekti. Neyse biz yerleştik otelimize. Doğruca kendimizi alış-veriş merkezine attık.
Orada genellikle taksi kullanılıyor. Biz de bindik taksiye, gittik en yakın mall'a.

Bir kere, hava ne kadar sıcak olursa olsun, alış-veriş merkezlerinin içi harika! Klimalar son sürat çalışıyor, dolayısıyla siz sokağa çıkmadığınız sürece sıcağı hissetmiyorsunuz. Ve en ufak alış-veriş merkezi bile, bizdeki en büyüklerden daha büyük diyebilirim. Elektronik fiyatlarıysa, hiç söylendiği gibi ucuz değil, hatta birçok üründe kazıklandığımızı anladık İstanbul'a döndükten sonra!!!

Alış-veriş merkezlerinin içinde, yanınızdaki kocanız bile olsa, öpüşmek, sarılmak, taşkınlık yasak! Ciddi de yaptırımları var :)

O, heryerde gördüğümüz yapılar ise, söylendiği kadar muhteşem. Parayla yapılabilecek ne varsa şu dünyada, adamlar yapmış! Daha da ötesi başka yerde yok. Hem de tam manasıyla!
Bunun dışında anlatılabilecek enteresan ne var?
En ilgi çekici olay, bana göre şehir metrosuydu. Vatman olmadan çalışan tamamen elektronik metro. Kim nerede inecekse, bilet alırken görevli soruyor. Ve örneğin C durağında kimse inmeyecekse, metro durmuyor.
Bunun yanısıra, metro durakları kapalı ve içeride delicesine klima çalışıyor. Ancak su bile içmek yasak!
Hatta biz bilmeden su içerken, kara çarşaflı, yoğun makyajlı ve yüksek topuklu ayakkabılı bir Arap hatun - sonradan metronun sorumlusu olduğunu anladığımız - bizi oldukça sert bir dille uyarıp, bir de tehdit etti :)

Metro yerden baya yüksekte gidiyor. Böylece siz tümşehri görebiliyorsunuz. Bu da hoş bir ayrıntı.

3. gün, denize gitmeye karar verdik. Tesis güzeldi fakat memleketimi aramadım değil :) Deniz temiz ama hiçbir zaman Bodrum'un yerini tutamaz bana göre.

Gelelim yemeklere. Bildiğimiz, tüm dünyada aynı hizmeti veren Pizza Hut bile mi bu kadar kötü olur? Yemekler korkunçtu. Marketten poşet çay aldık, herkesin bildiği Lipton, o bile kötüydü! Allah'tan gümrük diye bir hadise var, aldığımız içkiler baya işe yaradı :)

Ve anlatabileceğim son ilginçlik; Uçak kalkmadan önce, uçağın içindeki hoparlörlerden önce dua okunuyor. Ondan sonra kaptan pilotunuz konuşuyor! Bu tüm arap havayollarında böyleymiş, sonradan öğrendik :)

Bir tek, hava bukadar sıcak olduğu günlerde, oradaki yaygın klima olayı beni cezbediyor açıkçası. Çünkü bu günlerde sokağa çıkmak zorunda olup, bir de yürümek zorunda kalan varsa beni çok iyi anlıyordur sanırım, sıcaktan kavruluyoruz resmen :) Etlerimin ızgarada kızardığını hissediyorum!
Bunun dışında çok da bir numarası yok Dubai'nin. Zaten Arap da göremedik. Zira hiçbiri çalışmıyormuş. Sokakta da dolaşmazlarmış. Sadece toprağına kadar mülk kiralayıp, paralarını yemeyi biliyorlarmış :)

Oooohh, tatlı hayat! :)

3 yorum:

Murat dedi ki...

Dubai'de yaşamak değilde Dubai'de şöyle bi 5-6 sene çalışıp buraya geri dönüp parayı yemek isterdik dimi aşkım :)

Sezin dedi ki...

Ozaman yiyemezdik ki,saklardık paraları! Bugünkü durumumuza bidaha düşmeyelim diye :)

Sezin dedi ki...

Ozaman yiyemezdik ki,saklardık paraları! Bugünkü durumumuza bidaha düşmeyelim diye :)