1 Mayıs 2011 Pazar

Likör ve Türk Kahvesi...

   Son zamanlarda sardırdığımız yeni sevdamızdan bahsedeyim biraz da. Son birkaç senedir, vişne likörü yapıyorduk zaten. Ama bundan birkaç ay önce limon likörü yapmaya karar verdim. Türk kahvesinin yanında güzel gider diye düşündüm. Öyle de oldu veya ben öyle olduğunu zannediyorum!
  
   Likörün yapımı 1 ay kadar sürüyor. Neyse ben ilk şişeyi denedim, likör oldu, hatta çok da güzel oldu. Daha doğrusu Murat çok sevdi ve her kahvenin yanında içmek istedi. Ben tabii, bu duruma pek keyiflendim ve herkese ikram etmeye başladım. Ancak insanlar beğenerek mi içiyor yoksa mecburen mi içiyor bilemiyorum. Ama duruma bakılırsa, 3 ayda şişelerce likör bitmiş vaziyette! Satmaya mı başlasam acaba???

   İçmeyen arkadaşlarıma tavsiye, bence bir an evvel denemelisiniz. Yalnız tarifini vermem bilmiş ola!!!

Siyah araba dert mi demek?

   Bundan birkaç ay evvel, çok sevgili kuzenimiz Çağlar Efendi kendine bir siyah araba aldı. Ben de acemi şöförü merak ettiğim için, iki günde bir aramaya başladım. Fakat gördüm ki ne zaman arasam, vatandaşın arabası yıkamacıda!!! Soruyorum neden diye, cevap hazır, 'çok tozlanıyor!'.
   Murat'la az dalga geçmedik aramızda. Çocuğun arkasından güldük, eğlendik.

   Sonra birgün, bundan yaklaşık 10 gün önce olan gün, kendimize yeni bir siyah araba aldık. Yazının sonunu tahmin eden var mı acaba? =) Ben kendi adıma konuşayım, istikrarımı koruyorum! Ancak, o kuzeniyle dalga geçen Murat var ya, nerdeyse hergün araba yıkatmaya kalkacak! Sebebiyse, çok tozlanıyor olması!!!

   Benzin çok pahalılandı diye dizel araba alalım dedik, şimdi de benzinden çok yıkamaya para veriyor olabilir miyiz acaba? Aaaaahhhh, bizi çok neşeli günler bekliyor =)

   Not: Bu arada biraz sonra bizim aşağıdaki yıkamacıya gidiyoruz. Gelen varsa birer çay içelim!!!

29 Nisan 2011 Cuma

KÖR ÖLÜR BADEM GÖZLÜ OLUR !!!!!!!!

Bloglar kapatıldı diye karalar bağlamıştım. Halbuki kapatılmadan önce kaç aydır yazmıyordum acaba????
Yarın koccamann bir yazı yazacağım. Here we go again =)